22 Ekim 2007 Pazartesi

MUHTEŞEM İNSANLIK MEDENİYETİ

MUHTEŞEM İNSANLIK MEDENİYETİ



Ne zaman ki insanoğlu dünyaya hükmetmez, dünyanın ve diğerlerinin bir hizmetkarı olur sevinci coşkuyu tamamlanmayı diğerleriyle bütün olmakta ve hizmetin sevincinde bulur ise,

Ne zaman ki insanoğlu dünyayı zalimce tüketmekten ve yok etmekten vazgeçip, yeryüzünde yaptığı bütün pislikleri temizler ve gezegeni yüreğine alabilirse,

Ne zaman ki İnsanoğlu silahını savaş meydanlarından, savaşmanın mantıksızlığını ve yıkıcılığını görerek ve diğerleriyle kucaklaşarak terk eder ve bir daha asla dönmezse,

Ne zaman ki insanoğlu nefsinin aç gözünü maddeden çekerek ruhunun derinliklerine yönelterek, muhteşem insanlık medeniyetini ruhundan çekip çıkartabilirse,

Ne zaman ki İnsanoğlu geçmiş binyılların acı hesaplarını kapatır, sınırları yüreğinde eritir, yürüdüğü yolların çıkmaz sokaklarından dönebilirse,

Ne zaman ki Alemden ilham edilenleri yalnızca kendi ölümlü nefsi için kullanmayı bırakıp, diğerlerinin refahı huzuru ve mutluluğu için paylaşabilirse,

Ne zaman ki insanoğlu kendini tutsak eden toplumsal bilince ölüp tıpkı bir Anka kuşu gibi “Kendini” küllerinden yeniden bir İnsanoğlu olarak yaratabilirse,

İşte o zaman, İnsanoğlu medenileşir.



Hiçbir insan ve hiçbir ülke, diğer bir insanın ve dünyanın sefalet, korku, açlık, hastalık, savaş baskı altında yaşadığı bir dünyada, onunla aynı gezgeni paylaştığı ve yaşadığı sürece; ne medeni sayılır ne de uygar.

Medeniyet ve uygarlık; bir takım toplumların gurupların kişilerin zenginliği refahı ve yüksek teknolojisi demek değildir.

Uygarlık; topluluğu oluşturan varlıkların düşüncelerinde, yaşamlarında bir biri ile ilişkilerinde ve ürettikleri değerleri paylaşımlarında ve kullanma amaçlarında, üzerinde yaşadıkları gezegen ve Evrenle bütünleşmelerinde ne kadar bilinçlerinin gelişkin olduğu ile ilgilidir.

Medenileşmek, diğerleriyle, yaşamla, gezegenle, Evrenle ilgili “sorumluluk almak” demektir;
Sorumluluk almak, diğerlerini, Yaşamı- Gezegeni, Evreni de yükseltmek, yüceltmek ve tüm güzellikleri sevgiyle paylaşabilme Bilincidir.



Dünya gezegeninde;
Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için olabildiğimizde,
İnsan insan bilincine evrilebildiğimizde,
Muhteşem İnsanlık Medeniyetini yaratabildiğimizde
Herkes için bolluk sağlık sevgi aşk huzur içinde yaşama vakti geldiğinde
İnsan kardeşlerimizi de kendimiz gibi bildiğimizde
Vermenin Bilgeliğine ve sırrına erebildiğimizde,
İnsanlık olarak nefsimize ölüp, evrensel bir insanoğlu kimliğinde yeniden doğabildiğimizde
Karanlıkların savaşların yoksulluğun, acıların ayrılıkların, şiddetin, sefilliğin içine güneş gibi ışıyabildiğimizde
Şimdi – Burada her şeyi bir kenara bırakıp yalnızca sevgi için var olma ve sevgiden ve kendimizden daha azına ödün vermediğimizde medenileşebiliriz. Uygar bir İnsanlık medeniyetini gerçek kılabiliriz.

Bundan başka ne şekilde anlatılırsa anlatılsın ne yapılırsa yapılsın boştur. Acı bir düşün içinde oyalanıştır. Ve İnsanlığı oyalayıştır.


İnsanoğulları ve Kızları; kartal bakışlı, cesur yürekli melek yüzlü, iradesini, içindeki Kainatın gücünden alan, gözlerini sonsuzluğa çevirmiş, içine bin adımlık bir nefes çekerek kendini okyanusun sularına bırakmış, dimdik duran başıyla uzayın ufkuna bakan bir Efendi olarak Aşkın küllerinden yeniden doğmaya cesaret edebildiğinde medenileşiriz.


Yazan Nilgün Nart

Hiç yorum yok:

EL İNSAN

EL İNSAN İnsan Tanrı’nın sırrının sırrıdır…Mevlana Tanrı’da El İnsanın sırrıdır. İnsanoğlunun, Dünya gezegeninde ki milyon yıllık macerasını...