20 Eylül 2007 Perşembe

DEĞİŞİM OLUN

Hala Bir Seçim Şansınız Varken Dünya Gezegeninde İnsan Onuruna Yakışır Bir Şekilde Var Olmayı Seçin ve Değişin


Bu güne kadar fatura , ev kirası, ve diğer masraflarınızı ödemek için küçük hesaplar yaptınız.

Bu seferde evrende nasıl var olacağınızı hesabını yapın lütfen. Siz nereye aitsiniz, siz nasıl bir yaşama sahip olmak isterdiniz. Siz hayalinizde ve gücünüzde olsa idi kendinizde neleri değiştirmek isterdiniz. Siz nasıl bir dünya düşlerdiniz.
Siz size öğretilenleri devam ettirmek aynı yiyecekleri aynı şekilde tüketmek her gün aynı şeyleri yapmak, durup dinlenmeden bir makine gibi çalışmak, korkular endişeler ve derin bir yalıtılmışlık duygusu içinde bir günü daha tüketmek ve içinizdeki güneşin yine parlamayacağı bir güne daha başlamak.

Yorulmadınız mı?

Böyle gelmiş böyle gider inancından bıkmadınız mı?

Yalnızca kendinizi düşünmekten ve kendinizi ego denen hapishanenin içinde bulunmaktan boğulmadınız mı?

Siz hiç mi insanca yaşamayı özlemediniz?

Siz binlerce çağın öğretilmiş ve robotlaştırılmış bir üyesi olmaktan çıldırmadınız mı?

Her gün size arkadaşlarınız, aileniz, çevreniz ve toplumunuz tarafından aynı yoksulluk ve sefalet ve çaresizlik hikayeleri dinlemekten yorulmadınız mı?

Dünyanın an be an dengesini yitirmesinden, iklimlerin değişmesinden ve varlığınızın kaynağı olan gezegenin kirletilmesinden etkilenmediniz mi?

Sizi tutan nedir?
Sizi aynı kalıplara zincirleyen nedir?
Bütün sahip olduğunuz her şeyi değiştirmekten ve yeni bir anlayışa açılmaktan sizi tutan nedir?

Nedir sizin için gerçekten önemli olan?

Küresel Isınma sonucunda yaklaşmakta olduğu gün be gün raporlarla tespit edilen ve bir kısım belirtileri yeryüzünün değişik bölgelerinde şu an başlamış olan küresel felaketlerin ayak seslerini duyduğunuz halde sizi ruhunuzda kıpırdamadan tutan ve atalet ile saran hangi korkudur?

Neden korkuyorsunuz?

Gezegenimizde sevgiyle var olma ve muhteşem bir İnsan medeniyetini yaratma zamanı gelmedi mi?

Her bir insanın kendi özgün doğasında kendini sevinçle ifade ettiği, doğanın ona sunduğu nimetlerden gönlünce kullanabildiği, özgürlüklerini anlamlı paylaşımlar ve dayanışmalarla derinleştirdiği, kendi gücünde ve bilgisinde durduğu cesur, onurlu, başarılı, mutlu, coşkulu bir şekilde var olduğu, doğanın efendisi değil de bir parçası ve koruyucusu olduğu, diğer insan kardeşlerinin her an destekleyen ve herkes için sevgiyle karşılıksız verebilen, hoş görülemeyeni hoş gören ve af edilemeyeni af edebilen bir yüreği olan İnsanoğullarının ve kızlarının oluşturduğu, sınırların yitirildiği, hesapların kapandığı, hep daha daha iyiye giden günlerin olduğu muhteşem bir İnsanlık Medeniyeti.

Siz böyle bir medeniyetin parçası, tamamı yaratıcısı olmak istemez miydiniz?

Tek yapmamız gereken değişmek.

Algımızı ve görüşümüzü bulanıklaştıran bütün kinlerden, hesaplardan, açgözlülüklerden, nefretten, kibirden, öfkeden, hırstan, yıkımdan, mücadeleden ve savaşmaktan vazgeçip içinize yürümemiz ve yüreğimizin sesine kulak vermemiz gerekiyor.


İnsanlık Medeniyeti; yeniden yapılanmasını ve değişimini; yeni bir var oluş biçimini akıllıca sevgiyle seçmekle gerçekleştirebilir.

Her zaman siz ve diğerleri vardı hep bir şeylerden ayrıydınız. Asla tam ve bütün olamadınız. Siz ve diğerleri.

Bütün olmak tıpkı bir kuş gibi uçmaktır. Hafifliktir. Mutluluktur. Coşkudur. Sevinçtir. Aşktır. Paylaşımdır. Dayanışmadır. İyiliktir. Güzelliktir. Adalettir. İlimdir. Bilgidir. Onurdur. Kardeşliktir.

“Siz” dediğiniz varlık kuşun bir kanadı gibidir. “Diğerleri” de kanadın diğer kısmıdır. Nasıl ki bir kuşun uçmak için iki kanadı var ise ve tek kanatlı olarak uçamıyorsa; insanlarda Yaşam Sahnesinde siz ve diğerleri olarak var olursunuz. Tek siz, yani tek kanat olarak uçamazsınız. Diğerleriyle cesurca bütünleşmeniz ve diğerlerinin yüreğinde kendinizi kaybetmeniz gerekir uçabilmeniz için. Dünya toplumu binlerce yıldır tek kanatla “Siz” olarak uçmaya çabalamaktasınız. Siz ve diğerleri, siz ve eşiniz. Siz ve iş arkadaşlarınız siz ve toplum. Ülke(siz ) ve diğer ülkeler toplumlar. Siz ve doğa. Kazanan ve kaybeden.


Nasıl ki sizler burada tek başınıza tek kanatla uçamayacağınızı açık ve net olarak gördüğünüz gibi, siz diğerlerini de kendiniz gibi bilmedikçe, düşünmedikçe, içinize sindiremedikçe, hissetmedikçe ve sevmedikçe uçamazsınız.

Çünkü diğerleri de bu gezegende sizinle birlikte yaşıyor. Onların bu gezegende ve var oluşunuzda bulunması sizin varlığınızın ve mutluluğunuzun teminatıdır.

Diğerlerinin yok oluşu sizinde yok oluşunuzdur.

Bizler hep birlikteyiz.
Asla ayrılmadık.
Ayrı olduğumuza inandırıldık.
Başlangıçtan beri hep birlikteydik.
Ve sonsuz kadar da hep birlikte olacağız.
Varlıkta ve yok oluşta da yine birlikte olacağız.

Uçmak medenileşmektir. Uygar bir dünya toplumu yaratmaktır.


Medeni ve uygar bir dünyayı oluşturmak, dünya toplumunun Evrensel hedefi olmalıdır. Çünkü medeniyet ve uygarlık; toplumun zenginliği ve yüksek teknolojisi demek değildir.

Uygarlık; topluluğu oluşturan varlıkların düşüncelerinde, yaşamlarında birbiri ile ilişkilerinde ve ürettikleri değerleri paylaşımlarında ve kullanma amaçlarında, üzerinde yaşadıkları gezegen ve Evrenle bütünleşmelerinde ne kadar bilinçlerinin gelişkin olduğu ile ilgilidir.

Dünya toplumu olarak teknolojik bir toplumuz, zenginiz, zekiyiz diyebiliriz. Fakat asla uygar ve medeni değiliz.

Çünkü diğerlerini unuttuk. Bütünü unuttuk.

Medenileşmek, diğerleriyle, yaşamla, gezegenle, Evrenle ilgili “sorumluluk almak” demektir;
Sorumluluk almak, diğerlerini, Yaşamı- Gezegeni, Evreni de yükseltmek, yüceltmek ve tüm güzellikleri sevgiyle paylaşabilme Bilincidir.


Dünya toplumlarının bir kısmının kendini uygar ve medeni olarak adlandırması da bir şeyi ifade etmez.
Ne zamanki; dünyada aç ve sefalet ve şiddet içinde bir insan kalmazsa, işte o zaman uygar olabilirler.


Ne zaman ki insanoğlu dünyaya hükmetmez, dünyanın ve diğerlerinin bir hizmetkarı olur sevinci coşkuyu tamamlanmayı diğerleriyle bütün olmakta ve hizmetin sevincinde bulur, işte o zaman medenileşir.

Ne zaman ki insanoğlu dünyayı zalimce tüketmekten vazgeçip, yeryüzünde yaptığı bütün pislikleri temizler ve gezegeni yüreğine alabilirse medenileşir.

Ne zaman ki İnsanoğlu silahını savaş meydanlarından, savaşmanın mantıksızlığını ve yıkıcılığını görerek ve diğerleriyle kucaklaşarak terk eder ve bir daha asla dönmezse işte o zaman medenileşir.

Ne zaman ki insanoğlu nefsinin aç gözünü maddeden çekerek ruhunun derinliklerine yönelterek, muhteşem medeniyetini ruhundan çekip çıkartabilirse işte o zaman medenileşir.

Ne zaman ki insanoğlu şimdiki toplumsal Bilince ölüp tıpkı bir Anka kuşu gibi kendini küllerinden yeniden bir İnsanoğlu olarak yaratabilirse işte o zaman medenileşir.

Hiçbir insan ve hiçbir ülke, diğer bir insanın ve dünyanın sefalet, korku, açlık, hastalık, savaşla baskı altında yaşadığı bir dünyada, onunla aynı mekanı paylaştığı ve yaşadığı sürece; ne medeni sayılır ne de uygar.

Bu nedenle İnsan değişmelidir. Bilinçli olarak yeni bir var oluşa geçmelidir.

Siz seçim yapmazsanız, sizin adınıza seçim yapılacak ve gücü elinde tutanlar ve yıllardır dünya insanlığının açlık ve sefalet içinde olmasına aldırmayanlar tarafından bir seçim yapılacak.

Siz değişimi, sevgiyi ve diğerleriyle kucaklaşmayı bütün olmayı, medeni muhteşem bir toplum olmayı, ve gezegeninizi seçiniz.

Seçtiğiniz muhteşemliği ve sizi asla unutmayınız ve gereği neyse yapınız.

Binlerce yıldan beri dünyamızda yaşamız bilge kişiler aynı şeyi söylediler.
Siz ne iseniz dünyada öyledir.
Siz değişirseniz dünyada değişir.
Her şey size bağlı. Sizin değişiminize bağlı.
Siz değiştiğiniz için dünyada değişecektir. Bundan emin olunuz.

İnsanlığın tek düşmanı cahilliktir. Cahillik kendinizden ayrı olmanızdır. Kendinizden ayrı olduğunuzda diğerlerinden sevgiden ve gerçek bilgiden de ayrılırsınız.

Uçmak uygarlaşmak, medenileşmektir.


Dünya gezegeninde;
Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için olma vaktimiz geldi.
İnsan insan bilincine evrilme vaktimiz geldi.
Herkes için bolluk sağlık sevgi aşk huzur içinde yaşama vaktimiz geldi.
İnsan kardeşlerimizi af etme paylaşma yardımlaşma dayanışma vaktimiz geldi.
İnsanlık olarak nefsimize ölüp, evrensel bir insanoğlu kimliğinde yeniden doğma vaktimiz geldi.
Karanlıkların savaşların yoksulluğun, acıların ayrılıkların, şiddetin, sefilliğin içinde güneş gibi doğmak vaktimiz geldi.
Şimdi her şeyi bir kenara bırakıp yalnızca sevgi için var olma ve sevgiden ve kendimizden daha azına ödün vermeme vaktimiz geldi.

Şimdi üzerinde yaşadığımız Dünya Gezegeni ve İnsanlık için; söylenmeyeni söyleme, yapılamayanı yapma, cesaret edilemeyene cesaret etme ve son sözü son kez haykırma vakti geldi.

Şimdi bir adım öne çıkıp “Kendimize” yürüme “Gezegenimizi” şifalandırma ve yüceltme vaktimiz geldi.

Ve bütün bunları yapabilmek için, bu gücü içinizde bulabilmek için sevginin ne olduğunu, yaşamın devamı için nasıl gerekli olduğunu ve “Sevginin” dünyayı değiştirebilecek ve asla tükenmeyecek sonsuz bir güç olduğunu anlamak ve hayatımızda “Gerçek” kılmamız gerekiyor. Ve sevgi insanın içine, mana anlamına sevgiyle yaptığı bir yolculuktur. Ve bu yolculukta bütün sözcükler ve ayrılıklar düşer insanın yüreğinden. Ve siz sevgi olursunuz. Siz değişirsiniz. Siz değiştiğinizde diğerleri ve dünya değişir.
Dünya ve insanlar birbirinin içinde dönen bir çark gibidir. Bir değirmendir. Çarkın bir dişlisi bile değişse, hepsi değişmek; dönüşünü ve kendini değiştirmek zorundadır. Yoksa çark dönmez.

Bundan başka ne şekilde anlatılırsa anlatılsın ne yapılırsa yapılsın boştur. Acı bir düşün içinde oyalanıştır. Ve İnsanlığı oyalayıştır.


Şimdi bir adım öne çıkıp “Kendimize” yürüme vaktimiz geldi.


“GİDECEK BAŞKA DÜNYAMIZ YOK. VAKİT ÇOK GEÇ OLMADAN BİRLİKTE YÜRÜYELİM. İNSAN ONURUNA YAKIŞAN DAHA YEŞİL BİR DÜNYADA YAŞAMAK İÇİN”


Yazan Nilgün Nart


Küresel Isınma Vakfı’nı kurma çalışmalarımız başladı.
“Küresel ısınma ve Sevgi Bilinci” ile ilgili yazılarımın ve çalışmalarımın tamamı Vakıfa aittir. Ve bütün Bir Eylemle yürütülecek organizasyonun küçük bir bölümüdür. Bu nedenle yazıları orijinal haliyle kullanmanızı rica ediyoruz.

Küresel ısınma ile ilgili diğer yazıları okumak ve gelişmelerden haberdar olmak için tıklayınız….
http://www.kuresel-isinma.org

EL İNSAN

EL İNSAN İnsan Tanrı’nın sırrının sırrıdır…Mevlana Tanrı’da El İnsanın sırrıdır. İnsanoğlunun, Dünya gezegeninde ki milyon yıllık macerasını...